İstanbul Bayan Masör Hizmeti Ebru

İstanbul Bayan Masör

İstanbul Bayan Masör 

Atticus Walter’i selamladı ve tahıllar mevzusunda ne benim ne de Jem’in anlayabileceği bir tartışma başlattılar. «Birinci sınıftan öteye geçemedim, neden dersiniz Bay Finch, her bahar babama çapa işinde yardım ediyorum. Okula devam edemiyorum. Fakat şimdi evde benden kocaman bir kardeşim daha var.» «Onu da bir çuval patates’e mi aldınız?» diye sormuş oldum. Atticus bana kötü kötü baktı. Walter tabağına yiyecek doldururken Atticus’la iki adam şeklinde mevzuştular. Bu Jem’le beni çok şaşırtmıştı. Çiftlik sorunlarının orta yerinde Walter evde pekmez olup olmadığını sordu. Atticus Calpurnia’yı çağırdı. Pekmez sürahisi ile gelen Calpurnia Walter’in başlangıcında durdu. Walter tüm sebzelerinin ve etinin üstüne bol miktarda pekmez döktü. Ne haltettiğini sormasaydım sanırım sütüne bile pekmez koyacaktı. Sürahiyi geri verdiğinde boş sürahi gümüş tabakta çın çın öttü. Ellerini kucağına koyup başını eğdi. Atticus bana yine kötü kötü baktı. «fakat yemeğini pekmezde boğdu,» dedim. «Her yana döktü.» Der demez de Calpurnia beni mutfağa çağırdı.

İstanbul Bayan Masör

Cal sinirlenince dilbilgisi kurallarına uyamazdı. Sakin olduğunda Maycomb’daki hepimiz kadar İngilizcesi vardı. Atticus onun çoğu zenciden bilgili bulunduğunu söylerdi. Tepemden bakarken kısık gözlerinin çevresindeki çizgiler derinleşiyordu. «Bazıları bizim benzer biçimde yemez. Yemez diye sofrada yüzlerine vuracak değilsin. O çocuk bizim mevzuğumuz. Masa örtüsünü yemek isterse bırakacaksın yiyecek. Anlamış oldun mı?» «O konuk değil. Yalnızca bir Cunningham…» «Kapa çeneni. Kim olmuşlar önemli değil. Eve ayağını basan her kimse senin konuğundur. Kendin bir şeymiş şeklinde başkalarının davranışlarına dudak büktüğünü tekrar görmeyeceğim. Cunningham’lardan iyi olabilirsiniz ama onları utandırınca beş para etmezsiniz. Masada yiyecek kadar terbiyen yoksa mutfakta yersin!» Calpurnia beni yiyecek odasına iki tokatla yolladı. Tabağımı aldım ve yemeğimi mutfakta bitirdim. Masadakilerin yüzüne bakma utancından kurtulduğum için mutluydum. Calpurnia’ya, ‘dur sen, ’ dedim; ‘bir gün senin hesabını göreceğim.’ Peşimde olmadığı bir gün baker deresi’ne gidip kendimi atacaktım. O da üzülecekti. Bugün başımı yeterince belaya sokmuştu. Bana yazıyı öğretmişti. Suç onundu. «Söylenmeyi bırak,» dedi. Jem ve Walter okula benden önce döndüler. Geride kalıp Atticus’a Calpurnia’nın yapmış olduklarını söyleyebilmek için Radley’lerin önünden yalnız geçmeyi göze almaya değerdi.