İstanbul Mutlu Son Masaj Salonu Leyla

İstanbul Mutlu Son Masaj Salonu

Pantolonu ve
çfakatşırından kurtulduktan hemen sonrasında Fuat’ı yere yatırıyor. Elindeki leoparlı kuşakla gözlerini bağlıyor İstanbul Mutlu Son Masaj Salonu
Önce bir kere nazik bir şekilde onu öpüyor sonra yüzüne arkasını dönerek oturuyor ve bir güzel
kendini yalatıyor… Bir taraftan da birazdan içine alacağı erkekliğini ağzında hissediyor…
Ansızın başını kaldırdı, çaşamaını yoklamaya başladı. İç içe geçmiş seslerin uğultusuna birlikte rol alan bir
karmaşanın orta yerinde düşüncelerinden sıynldı bir an. Beklediği hastane koridorunda başlangıçlar
ve bitişler farklıymışti. Ürkek bir kuş benzer biçimde titreyen hamile genç bir kız ile adam arkadaşı takıldı
gözüne. İhtimal ki kürtaj olacaktı. Ondan sonrasında o kalabalığın içinde ufak bir çocuk ve bebeğini
susturmaya çalışan bir kadın. Genç çiftin kürtaj için geldiğini kızın endişeli bakışları ele veriyordu.

Sevgilisi ise tedirgin bir acemilikle genç kızın elini tutup onu teselli etmeye çalışıyordu. Büyük
ihtimalle ayrılacaklardı. Kürtaj olmuş hiçbir hanım bebeğin sahibiyle eskisi şeklinde devam edemezdi,
hele de bu şekilde gençken ve evli değilken. Kız hepsiı yaşamasına sebep olduğundan o erkeği
kabahatlayacaktı. Çifti ameliyathaneye doğru aldılar. Şimdi Mine bir süre daha bekleyeceğinden emindi.

İstanbul Mutlu Son Masaj Salon

Birazdan kürtajı yapacaktı hekim. Genç çiftin arkasından bakakalan İstanbul Mutlu Son Masaj Salon Mineyi koridordaki hareketlilik
kendine getirdi. Çocuklu annenin kızı sorundan ne yapacağını bilmez şekilde etrafta dolaşırken
Mine’nin ojelerine, takılarına ilgi gösterdi. Kırmızıya yakın bordo oje sürmüştü Mine, ilk kez

karşılaştığı bu durum minik kıza değişik gelmişti. İki yaşlarındaki meraklı kız çocuğu Mineye “Bu
ne? Bu ne?” şeklinde sorular sorarken; Mine de büyük bir insanla mevzuşur gibi ilgilenmeye başladı
kız çocuğuyla. Küçük kız pür dikkat süzüyordu Mine’yi. O hastane koridorunda kimse benzemiyordu
ona. Altın pırıltılı uzun açık kumral saçları, geniş alnı, iri ela gözleri ve parlak mavi üzeri krem rengi
puanlı elbisesiyle ile ufacık çocuğun dikkatini çekmişti derhal. Anası ise çocuklarla ilgilenmekten
olsa gerek oldukca bakımsız gaslıküyordu. Durumu fark eden anne bebek otomobilinı olduğu yerde

bıraktı.
“Ablayı rahat bırak,” diyerek kızının elinden tutarak götürmek istedi. Fakat halinden memnun olan
Mine gülümseyerek engel oldu.
“Yok rahatsız etmiyor. Mevzuşuyorduk tamamımız onunla.”
küçük kıza dönerek, “Adın ne senin?” dedi.
Utandı küçük kız, hemencecik annesinin eteğinin arkasına saklandı. Ürkek ve kaçamak bakışlarla
süzdü Mine’yi. Anası.